Bugün bir cümle okudum:
"Ben değmem, dokunurum."
Kıskandım: Keşke ben bulabilmiş olsaydım beni böyle ifade etmeyi.
Hepsi bu kadar.
Sevgiler...
25 Eylül 2015 Cuma
5 Eylül 2015 Cumartesi
GÖLGESİ BİLE RENKLİ
Anlattın.
Seni duydum.
Seni dinledim.
Dinliyorum.
Anladım, anlıyorum seni.
Korkuyorsun…
Korkunu dinledim, gördüm, görüyorum.
Biliyorum, o korktuğundan da korkundan da
nefret ediyorsun.
Ama yine de…
Anlıyorum seni. Biliyorum.
Neden korktuğunu biliyorum.
Olabilir de, olmayabilir de…
Bunu sen de biliyorsun. Ama yine de…
Biliyorum, anlıyorum.
“Ama çok yakınımda,” diyorsun, “Her an…”
Her an olabilir mi? Evet, olabilir.
Hiç olmayabilir mi? Evet, olmayabilir.
Ama yine de…
Görüyorsun: ‘Şimdi’ler kayıp gidiyor
ellerinden.
Görüyorsun, ama boyun eğiyorsun.
Korkunu kabulleniyorsun.
Ama yine de…
Senin korktuğundan da korkundan da korkmayanlar
olabilir.
Göremiyorsun. Anlamıyorsun. Bilmiyorsun.
Bunu ‘bilmemek’ten de korkuyorsun.
Kimse senin kadar korkmuyor ondan.
Görmüyor musun?
Ben korkmuyorum.
Korkmuyorum.
Senden de, korktuğundan da, korkundan da
korkmuyorum.
Anlamıyor musun?
‘Gölgesi bile renkli’sin sen.
Ne korktuğun alabilir bunu senden, ne korkun.
Görmüyor musun?
Ama yine de…
“Ya o gün gelirse… Ya terk edilirsem?”
Sevgi diye bir şey var, vefa diye de…
Sevda diye bir şey var, yılmak
bilmeyen.
Ne korku dinler, ne korkulandan kaçar.
Bilmiyor musun?
Görmedin mi?
Görmedin mi?
Hiç mi?
Sevgiler sana… Bilmediğin kadar...
“GÖLGESİ
BİLE
RENKLİ”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)